Eğitim YazılarıManşet

24 Kasım: Zoraki Bir Gün

2014_1120_12-eylul

24 Kasım otuz küsur yıldır kutsallarımızdan oldu. Neymiş efendim, Öğretmenler Günü’ymüş! Yav, bu gün Kenan Evren’in icadı –ne çabuk unutuldu! Hayır! Ne ordunun 27 Mayıs’tan, 12 Mart’tan farkı olmayan 12 Eylül darbesi unutuldu ne de darbenin niçin yapıldığı: Küre genelinde yükselen neoliberal dalgaya ülkeyi katmak gerekiyordu, o yapıldı. Dalga dediğim, sacayağı: 1) Liberal demokrasi, 2) Piyasacılık, 3) Postmodernizm. Anlamdaşları da şunlar: 1) Sandık, 2) Özelleştirme, 3) Çokkültürlülük. Bunlar kolay işler değil, yola sokulmaları önlerinin açılmasıyla mümkün ancak. Bunun anlamdaşı da, toplumsal muhalefeti susturmak. Türkçesi şu: Ülkeyi provokasyonlarla karıştırıp darbeye hazırlamak, darbe sonrasında da cezaevlerini işçi, öğretmen ve öğrenciyle doldurmak.

* * * 

24 Kasım’ın tutması için neler yapılmadı neler başlangıçta. Her ilden bir öğretmen Yılın Öğretmeni seçildi. Çankaya’ya çağrıldılar. Kendilerine hediyeler verildi, galiba çeyrek, yarım veya tam Cumhuriyet de. Netekim Paşa’yla fotoğrafları da alındı. Dönüşlerinde illerinin yerel yöneticileri, merkezin taşra temsilcileri tarafından ayrıca ağırlandılar, lobici kulüplere misafirliğe çağrıldılar, kendilerine zarf içinde verilenler oldu, aldılar. El üstünde tutulmamalı mıydılar? Tutulanlar, “İstemem eksik olsun!” mu demeliydiler tutanlara? Hiç olur mu! 24 Kasım, 1928’in 24 Kasım’ı Mustafa Kemal’e verilen Millet Mektepleri Başöğretmenliği unvanının Talimname’de yayımlanıp resmileştiği tarihtir.

Peki, Millet Mektepleri ne? 1 Kasım 1928’te kabul edilen yeni harfleri halka şipşak öğretmek için kurulan dört ay süreli halk dershaneleri.  Bunu 1931’de Türk Tarih Kurumu’nun, 1932’de Türk Dil Kurumu’nun kuruluşu izleyecektir. TTK Mustafa Kemal’in Tarih Tezi’ne, TDK da Güneş-Dil Teorisi’ne dayanır. Biri tarihi Türklerle başlatacak, diğeri de Türk dilini tarih öncesine götürecektir. Bunun pratikteki karşılığı Osmanlı tarihini yok saymak, o tarihin dilindeki Arapça, Farsça kelimeleri tasfiye etmektir, yani Öz Türkçecilik.

Yanlıştır yapılan. Hele ki Öz Türkçecilik tam bir “anarşi”dir. Yeni kelimelerin tutmadığı bizzat Mustafa Kemal tarafından görülür 1935 yılında ve tasfiyecilik onun emriyle yavaşlatılır. Böyle sonuçlanan bir sürecin başladığı yıldır 1928; gelgelelim süreç onca yıl sonra bile kolay kolay eleştirilemez; kraldan çok kralcıların baskısı, darbecilerin emrivakisi ile 24 Kasım yerleşir. E, öğretmenevleriyle de öğretmen güya imtiyazlı kılınmıştır. Hayır! diyebilene aşk olsun.

Öğretmen açısından durum bu. Öğretmen güya ağırlanıyor. Fakat güyalığın farkında değil. Yılın öğretmenleri başöğretmen, kalanlar da başöğretmen adayı görüyor kendilerini. Hediyeler, ikramlar, bağışlar… Orduevleri gibi evleri vardır onların da. Zaten eğitim ordusu diye bilinir öğretmen taifesi. Böyle böyle yumuşatılırlar, bunun farkında değiller işte.

Necati Mert’in yazısının tamamı için tıklayınız