AçıklamalarımızManşet

Adaylara serbest, öğretmenlere yasak mı?

Üniversitelerdeki kısmi serbestlikten sonra öğretmen adaylarının Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullardaki uygulama derslerinde başörtüsü yasakçılığına maruz kalmaları ciddi bir sorun teşkil ediyordu. Birçok öğrenciyi mağdur eden bu çelişki, özellikle Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu bileşenlerinden Mazlumder Ankara Şubesi’nin anlamlı çabası ile giderilmiştir. Kendilerine ve sürece katkı sağlayan diğer sivil kuruluşlara teşekkür ediyoruz.

MEB’in aday öğretmenlere ilişkin yönergesinde, disiplin kurallarıyla ilgili 15. maddede yapılan değişiklik ile “öğretmen adaylarının görev yaptıkları okullarda görevli öğretmenlerin uymakla yükümlü oldukları yasa, yönetmelik ve yönergeler ile okul yönetimi tarafından konulan kurallara uymak zorunda oldukları” hükmü değiştirilmiş, “Öğretmen adayları, uygulama yaptıkları okullarda devam devamsızlık, günlük ders programları ile öğretim müfredatının uygulanması konularında öğretmenlerin tabi oldukları kurallara uymakla yükümlüdürler. Adaylara, disiplin ve diğer konularda yüksek öğretim kurumları mevzuatı uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir.

Öğretmen adaylarını haklarına sahip çıkmaya, okul ve kurum müdürlerini ise genelgeye göre hareket etmeye davet ediyoruz.

Aday öğretmenlere yönelik bu kısmi düzenleme, aynı okullardaki başörtülü öğretmenlerin, memurların ve öğrencilerin maruz kaldığı yasakçı zorbalığı da bir kez daha görünür kılmıştır. Son dönemde başörtüsü yasağının giderek keyfiliğe dönüşmesi, başörtüsüne yönelik kamusal alanda sınırlar çizilmesi, şartlar koşulması kesinlikle kabul edilemez. Kılık-kıyafet yönetmeliğinde herkese serbestlik getirilirken başörtülü öğrencilere yasak koyulması, aday öğretmenlere serbestlik getirilirken on binlerce başörtülü öğretmenin, kamu çalışanının her gün haksız-hukuksuz bir yasağa maruz bırakılması çok açık bir zulümdür.

Maalesef son dönemde bazı sendikalar, özellikle iktidara karşı tavır geliştirme adına halkın inanç ve değerlerine karşı menfi bir tavır sergilemektedir. İyi bilinmelidir ki, toplumsal muhalefet, toplumla mücadele ederek yürütülemez. Kılık-kıyafet yönetmeliğinde başörtüsüne açıkça yasak koyulduğu halde, yönetmeliğin başörtüsünün önünü açtığını” iddia etmek nasıl bir akıl tutulmasıdır? Herkesin hakkını savunması gereken sendikaların, böylesine bir yaklaşım içinde olmasını esefle kınıyoruz.

Başörtüsü yasağında hiçbir argüman bu insanlık dışı uygulamayı sürdürmenin gerekçesi olamaz. AK Parti Hükümeti, toplumun bu konudaki net taleplerine devlet adına hareket ederek kulaklarını tıkayamaz. Kuvvetler ayrımını tartışmaya açacak kadar ilerlemiş bir siyasi gücün, milyonlarca kadına her gün zulmedilmesi karşısında artık ileri sürebileceği hangi bahanesi kalmıştır?

Eğitim İlke-Sen olarak, ihsan edilmiş gibi sunulan keyfi bir serbestliği asla çözüm kabul etmeyeceğiz. Öğrenciler, öğretmenler ve bütün kamu çalışanları için, başörtüsü her alanda şartsız-sınırsız özgürleşmediği sürece sorunu bitmiş saymayacağız. Bu konuda duyarlık ve vicdan sahibi bütün kesimleri, seslerini kesintisiz yükseltmeye, yıllardır sorunun çözümü için inisiyatif almış sivil direnişleri desteklemeye davet ediyoruz. Hak, adalet ve özgürlük; bizim bu mücadelede aldığımız sorumluluk kadar mümkündür.

EĞİTİM İLKE-SEN

İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası

adına Beytullah ÖNCE

MYK Üyesi