Başörtülü öğretmene saldırıyı kınıyoruz
Antalya’da Rehberlik Araştırma Merkezi’nde öğretmenlik yapan bir kadına, işe gittiği esnada kimliği belirsiz bir şahıs tarafından önce sözlü sonra da fiili bir saldırı gerçekleşmiştir.
Ortalıkta kimsenin olmamasını fırsat bilerek, siyasi öfkesini savunmasız bir kadına yöneltecek kadar körleşmiş bu zihniyeti sonuna kadar kınıyor, saldırının failinin bir an önce yakalanmasını talep ediyoruz.
Maalesef bir süredir başörtülü kadınlara dönük şiddet, sistematik bir hal almaya başlamıştır. Başörtüsü konusunda, daha önceki dönemlerde karşılaşmadığımız biçimde, siyasal bir kutuplaşmanın toplumsal bir şiddete dönüştüğünü gösteren bu artış, toplumsal barış adına kaygı vericidir.
Her ne adına olursa olsun, yıllardır devletin yasakçı ve baskıcı şiddetine maruz kalan başörtülü kadınların, şimdi de bu tür fiziki saldırılara uğramasını kesinlikle kabul etmiyoruz.
Hiç kimse, bir başkasını siyasi tercihinden ya da siyasi kabul ettiği simgeleri taşımasından ötürü böylesine insanlık dışı muamelenin hedefi haline getiremez.
Diğer taraftan, bir kez daha uyarmak istiyoruz ki, başörtüsü yasağının yarattığı sorunlar hâlâ tam anlamıyla çözülmemişken, bu konuyu siyasi rant uğruna kullanmak, çözümü değil ayrışmayı ve çatışmayı derinleştirmektedir.
Bu sebeple siyasilerin ve medyanın da, bu konuda başörtüsünü daha fazla istismar malzemesi yapmaması gerektiğini hatırlatıyoruz.
EĞİTİM İLKE-SEN
Kürt meselesinin çözümü BDP’yi, terör sorunun çözümü MHP’yi ve başörtüsünün çözümü AKP’yi rahatsız etmektedir. Tüm özgürlük alanlarının açılması ise hepsini birden rahatsız ediyor. Herbiri bir rantiyeye dayanarak halkın beklentilerini sömürmekle meşguller. MEB’in Danıştay’a “ başörtüsünü yasakla “ babında itirazı tarihi bir davranış olup iktidarın siyasal genetiğini ortaya koymaktadır. Tüm Müslüman öğretmenler bu meseleyi birbirine aktarmalı ve halkı da bu konuda aydınlatmalıdır. Toplumun aldatıldığı yeter diyorum.