EylemlerimizManşetSendikamız Haber

Asgari Ücret Değil, Hakça Bölüşüm!

İstanbul Eminönü’nde gerçekleştirilen eylemde Eğitim İlke-Sen mensupları hükümet tarafından açıklanan yeni asgari ücret rakamlarını protesto etti.

Eğitim İlke-Sen adına basın açıklamasını okuyan Emre Karaca, asgari ücret için yalnızca 45 liralık artış öngörüldüğüne dikkat çekerken, “Allah’ın herkes için yarattığı nimetlere bir grup azınlığın el koyarak milyonlarca emekçinin sefalete mahkûm edilmesi ne kadar İslami ve insanidir?” sorusunu yöneltti.

Basın açıklaması sırasında katılımcılar tarafından “asgari ücret köleliktir”, “işçiler ölüyor sermaye büyüyor”, “kölelik sürüyor sermaye büyüyor”, “emekçiler köle olmayacak”, “hakça bölüşüm adil paylaşım” sloganları atıldı, tekbir getirildi.

ASGARİ ÜCRET KÖLELİKTİR, KÖLELİK DÜZENİNE SON!
Değerli arkadaşlar,
Bugün 1 Temmuz.
Asgari ücretle çalışan milyonlarca emekçinin 846 lira olan aylık ücretleri bugün sadece 45 liralık artışla 891 lira olacak.
Bugünden itibaren kölelik 891 lira…
Emeğin, emekçinin alın teri işte bu kadar ucuz, sömürü işte bu kadar açık…
Arkadaşlar,
Emeğe ve emekçiye dönük sistematik saldırıların çoğaldığı, sömürünün derinleştiği bir dönemdeyiz.
Bugün halkımızın en az 15 milyonu asgari ücreti bölüşerek yaşamaya çalışıyor.
Asgari ücret bile alamadan çalışan, sosyal güvenceden yoksun milyonların sayısını ise tam olarak bilemiyoruz.
Gizlenen gerçeklerin arkasındaki işsizler ordusu ise toplumsal travmalara sebebiyet verecek boyutlarda.
İktidar ve sermaye çevrelerinin geçtiğimiz Aralık ayında sergiledikleri ortaoyununun bir devamı olarak bugün asgari ücretlilere dalga geçer gibi kuruşluk zamlar yapılıyor.


Arkadaşlar,
TÜİK verilerine göre bu ülkede açlık sınırı 1250 lira. Yoksulluk sınırı ise 3500 lira seviyelerinde…
Yani devlet kendi verilerine göre halkını alenen açlığa mahkûm ediyor.
Köleliği yasal olarak kabul ediyor.
Biz herkesi, halkını köleliğe mahkûm eden, bundan ar duymayan bu düzene karşı çıkmaya çağırıyoruz.
Arkadaşlar,
Her ay yüzden fazla emekçinin iş cinayetlerinde can verdiği, egemen kapitalist sömürü siyasetinin Soma gibi katliamlarla emekçilere hayatı zindan ettiği zamanlardayız.
Kamuda ve özel sektörde çalışan emekçilerin iş güvencelerinin gasp edildiği, emeğin egemen siyasi iradeye boyun eğdirilmeye çalışıldığı günlerdeyiz.
Taşeronlaşmanın çalışma hayatının tümüne yayılarak köleciliğin resmi politika haline getirildiği bir aşamadayız.
Arkadaşlar,
Allah’ın bütün insanlar için yarattığı nimetlere el koyarak kendilerini efendi, başkalarını köle ilan eden sistemler Allah’a savaş açan sistemlerdir.
Allah insanları özgürleştirmek, eşit ve adil bir dünya kurmak için mücadele eden Resuller göndermiştir.
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed aracılığıyla içinde bulunduğumuz Ramazan ayında adaletin yol haritası olarak Kur’an-ı Kerim’i bize iletmiştir.
Kur’an’ın insanlardan istediği en önemli haslet adil olmaktır, neye ve kime karşı olursa olsun adaleti ayakta tutmaktır.
Şimdi size bu zulüm ve sömürü düzeninin asgari ücret uygulamasının ne kadar adil olduğunu soruyoruz.
Allah’ın herkes için yarattığı nimetlere bir grup azınlığın el koyarak milyonlarca emekçinin sefalete mahkûm edilmesi ne kadar İslami ve insanidir?
Böyle bir zulmü imanımız kabul edebilir mi?
İnsanların sofralarından rızıklarını çalarak onları yoksullaştıran bir düzen asla İslami ve insani olamaz, adil olamaz.
Kardeşler,
Yerel ve küresel sermaye sahiplerinin hizmetinde oldukları, önce onların menfaatlerini kolladıkları için hiçbir iktidar emekçiden, yoksuldan yana tavır almıyor.
Sermaye sahipleri iktidarla el ele taşeronlaşmayı genişletiyor, tabiatı ve şehri yağmalıyor, emeğe el koyarak insanımızı köleleştiriyor.
Adaletsiz politikaların üstünü örtmek için de halkın karşısına türlü tiyatrolarla çıkıyorlar.


Artık perdeyi cesaretle kaldıralım, hakikati görelim, oyunu bozalım.
Çocukların rızıklarının, emeğin alın terinin yağmalanmasına izin vermeyelim.
Asgari ücreti reddedip hakça bölüşümü, adil paylaşımı savunalım. Haksızlığın, zulüm ve sömürünün karşısında, adaleti arayanların yanında saf tutalım.
Rabbimiz Beled Sûresinde köleliğe ve yoksulluğa karşı çıkmayı “sarp yokuşu tırmanmak” olarak ifade ediyor.
Gelin “sarp yokuş”u birlikte tırmanalım, adil bir dünyayı birlikte kuralım.

EĞİTİM İLKE-SEN & TOKAD & ÖYB adına