Rüstem BudakYazılarımız

Eğitim-Öğretimin Mehdisi: Tablet Bilgisayarlar, Akıllı Tahtalar

Türkiye’de eğitim- öğretim süreçlerini ilgilendiren bir çalışma olduğu zaman bu yeni durumun bütün sorunların çözümü olacağı gibi bir iddia ve beklenti oluşturulur. Son olarak tablet bilgisayarlar ve akıllı tahtalar etrafında yapılan tartışmada da bu beklenti oluşturulmuş durumdadır. Ne olacak şimdi… Türkiye’nin bütün öğrencilerine ve öğretmenlerine kademeli olarak tablet bilgisayarlar verilecek. Sınıflar akıllı tahtalarla donatılacak. Tablet bilgisayarlara bütün ders müfredatı yüklenecek. Akıllı tahtalar ile de yine bu müfredata uygun eklenen program çerçevesinde dersler işlenecek.

Eğitim- öğretimde teknolojinin kullanım hikâyesini hatırlamakta fayda var. Teknolojik ilk kullanım TRT’nin Açıköğretim fakültesi öğrencilerine yönelik yaptığı ders programlarıydı. Hocalar öğrencilere dersler ile ilgili sözlü ve uygulamalı anlatımlar ile konuları anlatırlardı. Halen devam etmekte olan gelenekte öğrencilere bir üniversite oku –muş gibi yapmaktan, Türkiye’de yüksek öğrenim gören öğrenci sayısını artırmış gibi görünmekten ve çalışanların maaşlarına yansıyacak diploma değeri taşımaktan öteye geçmedi. Ağır hocalar ders anlamaya devam ediyorlar televizyonda, kimsenin ne izlediği ne de bu yolla gerçek bilgi sahibi olduğu söylenemez. Şimdiler üniversitelerde uzaktan öğretim adıyla eğitim verilmektedir. diploma kazandırmaktan ve maddi kaynak sağlamaktan öteye geçmeyen bu eğitimin değersel yönü bulunmamaktadır.

Ortaöğretim okullarında teknoloji kullanımı tepegöz ile ders anlatma olmuştu. Aydıngerlere çizilen veya yazılan konular tepegöz aracılığıyla duvara yansıtılır, öğretmen yansıtılan üzerinden ders işlerdi. O dönemlerde bu yöntemle ders işlemek önemli görülür, müfettişlerce de hararetle tavsiye edilirdi.

Ardından sınıflara, videokasetleri çıkmasıyla birlikte televizyonlar monte edildi. Sınıfta televizyon ve videokaseti oynatıcı olması statü göstergesi oldu. Sınıf köşesine parmaklı bir dolap içinde televizyon sınıflarda derslere katma değer katacağı iddia edildi. Videokasetlerinin Vcd formatına geçmesi ile birlikte sınıflara vcd oynatıcı makineler yerleştirildi. Vcdler çıktığında ürün pörtföyü çoğaldı. Firmalar dershane yerini tutacak gibi vcdler çıkardılar. Reklâmlar, promosyonlar derken gitgide etkisini yitirdi. Nerdeyse dershanelerin yerini tutacağı beklenen çalışma hiçbir işe yaramadı. Okullarda vcdler ve televizyonlar daha çok animasyon filmleri çocuklara izlettirmekten öteye geçmedi.

İnternet kullanımın yaygınlaşması ile birlikte eğitimde yoğun bir şekilde kullanılmaya başlandı. İnternet sitelerinde tüm dersler ile ilgili yine alanında uzman bir öğretmenin anlattığı videolar yüklendiği halde dershanelerden kimse vazgeçmedi. Bu yöntemle sınav başarısı arasında bir ilişki kurulamadı.

Son uygulamanın mikro ölçekte örneği her okula bilgisayar sınıfları açmak oldu. Büyük bir iddia ve sınıf atlama çabası olarak gösterilen bilgisayar sınıflarında okul mevcuduna oranlayarak bilgisayar konuldu. Her türlü donanım, internet bağlantısı olan bilgisayarlara birer de teknoloji öğretmeni atandı. Öğretmenler öğrencilere bilgisayar dersi çerçevesinde kullanımı artırmaya ve yaygınlaştırmaya gayret etti. Bir yarı dönem bitmeden bilgisayarların çoğu arızalandı, okullar tamir- bakım ücreti ödemekten bıkıp bilgisayarları tamir etmemeye başladılar. 2 yıl içinde de artık kullanılamaz hale gelen bilgisayarlar çöpe atıldı. Bilgisayar sınıfları tekrar eski haline getirildi. Köy okullarına bile bilgisayar sınıfları açtırmakla övünen politikacıların eserlerine gidip bakmalarında fayda var.

Teknoloji sürekli alternatif üretmek mahir. Bu defa sınıflarda projeksiyonlar ile ders anlatma modası başladı. Önceleri maddi durumu iyi olan okul ve sınıfların kullanmaya başladığı teknik, fiyatlarında azalması ile birlikte en kenar yerdeki okullarda bile sınıflarda bilgisayar ve projeksiyonlar monte edildi. Öğretmenler teklif etti, veliler para topladı. Konular zaten power point sunular halinde internet sitelerinde bulunuyordu. Öğretmenler üye olarak veya ücretsiz indirilen yerlerden bunları alıp konuları işliyorlardı.

Projeksiyonlar ile birlikte akıllı tahtalar gündeme geldi. Büyük bir sihir barındırıyormuş gibi sınıflar donatılmaya başlanmıştı bile, bakanlık bu uygulamaya başlamadan önce. Bunları içeren program hazırlıkları yapılmış ve satışları başlamıştı. Akıllı sınıflar adı altında test işlemede bile butonlar kullanıldı. Farklı aparatlar ile bu zenginleştirildi.

Teknolojinin kullanımı öğretmenler açısından büyük kolaylıklar sağladı. Öğretmenler artık saatlerce soru hazırlanmak, konu çalışması yapmak zorunda kalmıyorlardı. İnternette hazır eklenen ve hazır bulunan soru bankalarından yararlanıyorlar. Kimse sınav sorusu hazırlamıyor artık. İnternetten kes- kopyala- okul ve sınıf adı ekle- öğrenciye sor yöntemiyle sınavlar yapılmaya başlandı.

Öğrenciler bir dönem okullarda yoğun olarak verilen proje- performans ödevlerini hazırlamak için bilgisayarı- interneti yoğun kullandılar. Veliler çocuklarının ödev hazırlamak için internet kafelere gitmesini önlemek için evlerine acele bilgisayar aldılar ve internet bağladılar. Bakanlık bu ödev sisteminin hazırcılığa götürdüğünü ve öğrenciden çok velilerin katkısının olduğunu görünce öğretmenlerden bu ödevleri sınırlandırmalarını istedi. Halen dönemlik verilen ödevleri öğrenciler ödev sitelerinden indirerek, bir kapak oluşturarak hiçbir cümlesini okuma zahmetine katlanmayarak öğretmenlerine teslim etmektedirler.

Eğitim- öğretimde teknoloji kullanımın kısa öyküsü böyle idi. Şimdi Tablet bilgisayarlar ve akıllı tahtalar ile ilgili sürecin doğuracağı sonuçlara bakalım:

Teknolojinin doğası gereği bunların kullanımı çabucak eskiyecek. Öğrencilerin yaşama alanlarında olduğu için hem eskimesi ve çalışamaz hale gelmesi doğal. Öğrencilerin tablet bilgisayarları kullanım kültürü ve alt yapısı yok. Öğrencilerin %70’nin evinde bilgisayar olmadığı için tablet bilgisayar kullanım kültürüne evrilmeleri zaman almasa da doğal olmayacak. Bir öğrenci her gün bunu okula getirip götürdüğünde ve sınıfta her düşme- kırılma- bozulma durumu olacak. Bozulma karakteri de olduğu için artık yeni bir sektöre gün doğmaktadır. Her okulun önünde olmasa da tablet bilgisayar bakım ve onarım merkezleri açılacak. Çoğu öğrenci tamir ve bakım masrafı ödeyemeyeceği için tekrar kitaplara dönecek. Ya da diğer arkadaşlarından yardım isteyecek. Veya yenisini almak zorunda kalacak. Zaten önceki örneklemlerde de görüleceği üzere piyasanın üreteceği yeni araçlara mahkûm halde kalınacaktır.

Bilgisayarlara yüklenecek eğitim- öğretim müfredatı sınırlı bir şekilde taşıyacak. Bunun geliştirilmesi imkânı kitap ve deftere göre daha az. Alacağı notlar, eklemeler çok da kullanışlı olmayacak. Şu anda bedava dağıtılan kitaplar okullarda kullanılmamakta, içerik yönünden öğrenci ve öğretmenin beklentilerini karşılamamaktadır. Öğrenciyi yazıdan koparan ve sanal bir ağ içinde kayboluşa götüren süreçlere öncülük edilmektedir. En çok test işleme yönteminde pratiklik sağlayacak. Öğrencinin daha fazla ve hızlı soru çözmesi sağlanacak. Zaten eğitim- öğretimin en önemli handikapı olan sınav süreci ve tekniği öğrencilerin zihnini deforme edecek.

Bilginin temeli olan şüphe ve merak olguları ikinci plana itilecek. Her şeyi hazır olarak karşısında bulacak. İnternet bağlantısı ile konu hakkında kirli ve düzensiz bilgiler öğrenci zihnine boca edilecek. Modern çağın en önemli hususu gerçekleşecek: Bilgiye sahipmiş gibi olacak ama hiçbir zaman sahibi olamayacak. Öğrenmiş gibi olacak ama sadece haberdar olacak, öğrenmeyecek.

Öğretmenler sınıflarda sadece aksesuar olacak kalacaklar. Zaten değersiz ve itibarsızlaşmış öğretmen ders işleme konusunda iyice gerilere itilmiş olacak. Öğretmen ile öğrencinin teması kesilecek. Çünkü dersleri ondan daha bilen ve ortaya koyan tablet bilgisayarlara göre öğretmen çok da önemi kalmayacak. Anlatacağı konu bilgisayarda ne de olsa var. Öğretmene soru sorma ve tartışma ortamı kalmayacak. Yeni sanal öğretmenler daha çok ön plana gelecek. Hali hazırda öğretmen de bu durumdan memnun olacak. Çünkü her şey kendisi için daha çok kolaylaşacak. Anlatma, örnekleme, soru sorma, inceleme, irdeleme, düzenleme, çoğaltma zahmetinden kurtulacak. Hem öğrenci hem de öğretmen devreden çıkacak; bilgisayar anlatacak- işleyecek, onlar dinleyecek. Bunun tecrübesi şu anda teknolojiyi kullanan sınıflarda rahatlıkla gözlemlenebiliyor.

Okullarda kablosuz internet bağlantısı ile öğrenciler ders merkezli değil oyun ve eğlence merkezli olarak kullanacaklar. İnternet kullanım kültürü ile ilgili araştırmalar eğilimin bu yönde olduğunu ortaya koymaktadırlar. Öğrenciler daha çok bireyselleşecek. Sınıfta ve evde bilgisayarı artık onun birinci arkadaşı konumuna gelecek. Korumalı olduğu söyleniyor ancak bunu aşmak ve değiştirmek için birçok yöntem devreye girecek –ki zaten bu süreç çok kolay.

Türkiye’de eğitim- öğretim sürecine ilişkin sorunun özüne dönük çözümler- alternatifler üretme yerine sorunu iyice içinden çıkılmaz hale getiren uygulamalar; ilginçtir ki eğitim- öğretimin mehdisi- kurtarıcı gibi algılanmakta- algılattırılmaktadır. İnsanın insan ile temasını kesen manipüle iddialarla teknolojiye tapınarak bir yere varılamaz.

Milli eğitim sisteminden başlayarak; öğretmenlerin kalitesi, sınav sistemi, dershane sendromu, özgürleşmeye değil köleliğe hizmet eden eğitim anlayışı, giderek daha çok paralı ve sınıfsal işlev haline gelen eğitim, özel okullara verilen ayrıcalıkların artırılması, milli eğitim bürokrasisinin eğitimden uzaklaşması, üniversitelerin liseleşmesi, ulusal- uluslararası şirketlere amele yetiştiren eğitim sistemi vb. birçok temel problem ile yüzleşilmemektedir. Basit bir araç bütün eğitim- öğretim sürecinin çözümü gibi sunuluyor. Kamuoyu eline alacağı bu yeni oyuncaklardan çabuk bıkacak, yeni oyuncaklar talep edecektir. Akıtılan sermaye, kaybedilen zaman, verilen emek ise geri gelmeyecektir.

RÜSTEM BUDAK

 

One thought on “Eğitim-Öğretimin Mehdisi: Tablet Bilgisayarlar, Akıllı Tahtalar

  • Yazı çok güzel elinize sağlık hocam. Çoğu düşüncenize katılıyorum fakat sorunun önemli bir parçasının da öğretmenler olduğunu düşünüyorum. Ders kitaplarına baktığım da durumun o kadar da kötü olmadığını söyleyebilirim kazanımlar ve etkinlikler bence geçmişle nazaran daha iyi.(Tabi bunların iyi olabilmesi öğretmenlere de bağlı) Bizim zamanımızda okul kitaplarının yüzüne bakmazken şimdi kitaplardan ders işlendiğini görüyorum stajda gittiğimiz okulda. Öğrenciler teknoloji ile zaten iç içe yaşıyorlar bu yüzden eğitimin içine de teknolojiyi katmak lazım. Bu tabi ki sadece tablet dağıtmak, okullara akıllı tahtalarla donatmakla olmaz. Önce öğretmenlerin de teknolojiyi, yenilikleri branşlarında etkin nasıl kullanabileceklerini de bilmeleri lazım. Hatta öncelikle buna ihtiyaç duymaları lazım. Bir yandan öğretmenler itibarsızlaştırılırken, diğer yandan öğretmenler bu duruma uyum sağlayıp tembelliğe sürükleniyorlar…

Yorumlar kapatıldı.