Eleştirel PedagojiManşet

Hakkınız Var Çocuklar

2014_1120_cocuk-haklari

20 kasım, dünya çocuk hakları günüydü.
Bu tarih, Birleşmiş Milletlerin Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeyi yayınladığı tarih.
Sözleşme ile çocukların sağlıklı ve mutlu olabilmesi için “olmazsa olmaz” şartlar belirlenmiştir.
İnsan haklarının bir alt başlığı gibi de ele alınan çocuk hakları, dünyadaki tüm çocukların doğuştan sahip oldukları kabul edilen; yaşama, sağlık, eğitim, beslenme, barınma hakkı, her türlü ihmal ve istismara karşı korunma gibi hakların hepsini içeren evrensel bir kavramdır.
Lakin, hangi adla bir gün varsa, o anılan şeyde bir sorun olduğunu düşünürsek, bu adla bir günün olması da çocuk haklarıyla ilgili sorunlarımız olduğunu göstermektedir.
Nitekim gerçek de tam olarak böyledir.
Bugün, en temel insan haklarından sayılan sağlıklı yaşam hakkı, eğitim hakkı, vatandaşlık, sağlık ve eğitimde fırsat eşitliği gibi haklar, her ne kadar kanunlarla koruma altına alınmış olsa da, çocukları tüm bu hak alanlarında ciddi sorunlarla karşı karşıya.
Önce, dünyada çocuk hakları ihlallerinin görünümüne bakalım.
Birleşmiş Milletler’in paylaştığı verilere göre yeterli sağlık hizmeti alamadıkları ve sağlıklı beslenemedikleri için sadece 2012 yılında 6.6 milyon çocuk 5 yaşına ulaşamadan öldü. Dünyada her yıl kolaylıkla önlenebilecek hastalıklar ya da açlık, yetersiz ya da kötü beslenme yüzünden 10 milyondan fazla çocuk ölüyor.
Düşünebiliyor musunuz; bazı çocuklarda obezitenin sorun olduğu bir dünyada, başka çocuklar açlıktan ölebiliyor…
Devam edelim; dünyada yoksulluk sınırının altında yaşayan 600 milyon çocuk var.
Her yıl 900 binden fazla çocuk kızamıktan, yeni doğmuş 200 bin bebek ise tetanostan, 370 bin çocuk şiddetli öksürükten, 50 bini de tüberkülozdan ölüyor.
Tüm bu hastalıklar aşı, sağlıklı beslenme ve yeterli sağlık hizmetleri alınarak önlenebilir hastalıklar olmasına rağmen, maalesef bu kadar çok bebek, çocuk hayata gözlerini yumuyor.
Açlık ve hastalık kadar çocuk ölümüne yol açan, onların yaşam hakkının ihlal edildiği bir diğer sorun ise savaşlar.
Her ay 800 çocuk kara mayınlarından dolayı ölüyor.
Sadece son 10 yılda savaşlarda öldürülen çocukların sayısı 2 milyon 325 bini geçmiş vaziyette.
6 milyondan fazla çocuk ağır şekilde yaralandı veya hayatına sakatlıklarıyla devam etmek zorunda kaldı.
Savaş ortamından ötürü yaklaşık 16 milyon çocuk psikolojik travma geçirdi.
15 milyon çocuk evsiz kaldı.
Mülteci çocuk sayısının ise 5 milyonu geçtiği tahmin ediliyor.
Her insanın bir can, her çocuğun biricik bir varlık olduğunu düşününce, bu rakamlar gerçekten insanı dehşete düşürmeli.
Lakin öyle bir dünya sistemi ki, tüm bunlar normalmiş gibi davranılabiliyor.
İnsanlık, geçirdiği bu cinnete yabancılaşmış, herkes kendi acısıyla baş başa bırakılmış vaziyette…
Ülkemizde de durum pek parlak değil.
Göç Vakfı’nın 2013 yılını kapsayan Çocuk Hak İhlalleri Raporu’na göre geçen yıl 343 çocuk öldürüldü; yaralanmalarla birlikte toplam yaşam hakkı ihlali sayısı 1172.
Mahkemeye intikal edebilmiş ya da soruşturmaya konu olmuş cinsel istismar ve cinsel sömürü mağduru 83 çocuk oldu; kayıtlara geçmeyen rakamların ise daha ürkütücü olduğu düşünülebilir.
Emek sömürüsü, ayrımcılık gibi alanlarda da çocukların hakları ihlal ediliyor.
Anlayacağınız ne dünya ne de ülkemiz, çocuklar için yaşanabilir bir halde değil.
Kapitalist dünya sisteminin jandarmalığına soyunmuş devletler, birçok hak ihlalinin temel nedeni olmuş durumda.
Aynı şekilde insanlığın hırslarının ve kibrinin örgütlendiği kapitalist sistem de, bu ihlallerin devamını sağlıyor.
Türkiye de dünya sisteminin çarkları arasına sıkıştı ve başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere, tüm insanlık ezilmeye, sömürülmeye, katledilmeye devam ediyor.
Bu durumu değiştirmek içinse herkesin sorumluluk ve vazife bilinciyle, ters giden bu işleri düzeltmek için çaba harcaması gerekiyor.
Çocuklara bu dünyayı cehennem etmenin gereği hiç yok!

Beytullah Önce