Halit Alper ŞimşekYazılarımız

OHAL Adıyla 1839 Öncesine Döndük

15 Temmuzu darbeden de öte bir fesatlık olarak değerlendirdik.

Bu ülke 27 Mayısları, 12 Eylülleri, 28 Şubatları gördü fakat 15 Temmuz gibi bir kepazeliği görmedi.

Elbette bu kepazeliği başlatıp halkımıza ve ülkemize fesatlık yapanların hukuk karşısında en adil ve kat’i bir şekilde cezalandırılması en büyük talebimizdir. Ancak asıl suçlular siyasetin koruması altında iken, bu kepaze fesatlığa hiç dâhil olmamış öğretmenlerin ve diğer memurların intikam hırsıyla memuriyetten ihraç edilmesi, tutuklanması ancak kabile yönetimlerinde olabilecek bir hukuksuzluktur.

Yıllarca müfsit bir topluluk olan Fethullah Gülen yapısının her türlü usulsüzlüğüne göz yuman siyasiler, topluluğun iftira, sahte delil, soru çalma, kayırma, şantaj ile her türlü adiliğini görmezden geldiler ta ki bu ortaklık bir anda bozuluncaya kadar… Ne zaman siyasetçilere de bu fesat yapı uzanınca bir intikam arzusu başta reis-i cumhurun yıllardır dilinden düşürmediği bir nefsi arzu oldu. Asıl suçluları bulamayan devlet, suçlunun kayınvalidesini, baldızını, teyzesini, kayınpederini tutuklayacak kadar kendini küçültmüştür.

Sendikamız olarak, devlet erkanı olan Osmanlı hayranlığı içindeki siyasilerimize tarihi bir ders vermek isteriz. Osmanlı Devletinde padişahın fermanı, bir sözü OHAL yetkisi almadan kanun hükmündeydi. Muhakeme edilmesine ve yargıda temyiz edilmesine bile imkân yoktu. Buna rağmen Osmanlı padişahı I. Abdulmecid, Gülhane Hattı Hümayunu adıyla 1839 yılında Tanzimat Fermanını halka padişah fermanı olarak duyurmuştur. Bu fermana göre padişahın artık her sözü kanun hükmünde değildir, kanunlarla sınırlanır. İkinci olarak ise mahkeme edilmeden hiçbir kimse mahkûm edilemez. Bu ilke, AB yolunda demokrasiyi dilinden düşürmeyen siyasilerin kontrolündeki Türkiye’nin değil, monarşinin hüküm sürdüğü Osmanlı dönemindedir.

OHAL uygulayanlar sizlere uyarımız şudur: Yargılama yapmadan ihraçlarla, tutuklamalarla kötü muamele ile çok büyük kul hakkına giriyorsunuz. Bundan sonra örnek aldığınız Osmanlının monarşisi kadar adalet ve kanuna bağlılığınız aklınıza gelmelidir.

Bizim öteden beri sizin karşısında eğildiğiniz din kisvesine bürünmüş Fethullah Gülen grubu ile zerre kadar menfaat ilişkimiz olmamıştır. Her zaman o topluluğun fesatçı ve Allah rızası adına yalan söyleyen din tüccarı olduğunu dile getirdik.

İmanımızın esasında adalet, tevhidden sonra gelir. Size de çağrımız odur ki, adaleti imanınızın esası haline getirin; suçu olmayanlara karşı intikam arzusu ile davranmayın. OHAL KHK’larını da muhaliflerinizi temizleme fırsatı olarak görmeyin.

Unutmayın adalete bir gün sizin de ihtiyacınız olur.

Halit Alper Şimşek