Sendikamız

OHAL Medyası

Eğitim İlke-Sen’de gerçekleşen “OHAL Medyası” başlıklı söyleşinin konuğu Gazete Duvar haber sitesinin yayın yönetmeni Ali Duran Topuz idi. Söyleşiden notlar şu şekilde:

– 24 Ocak kararlarının arkasında Avro-Amerikan küresel hegemonik güç söz konusudur.

– 1970’lerde Latin Amerika’da kanlı halde neoliberalizmi biliyoruz. Neoliberalizm, artık değerin emtia satışı üzerinden işlemez sadece. İnsanı zihinsel, kültürel her anlamda kökünden dönüştürerek işleyişini sürdürür.

– Medya amacı gereği hegemonik güçlerin çıkarlarını tartışmayacak, bu güçlere yapılan itirazları engelleyip onları kriminalize edip şeytanlaştıracak, zihinleri dönüştürerek yeni insan üretimine katkı sağlayacaktır.

– 70’lerde neoliberalizm tutunamadı Türkiye’de. Bütün Osmanlı bakiyesinde tutunamadı çünkü toplumlarda buna karakteristik itiraz vardı.

– Haberin kendisinin “yorumlama modunda” çıkması 12 Eylül sonrasıyla artar. Aydın Doğan’ın gazete satın almasıyla sermaye medya işine girmeye başlar.

– Aydın Doğan ile medyada olay istendiği gibi eğip bükülür, bir sitcom gazeteciliği sergilenir.

– Partilerle organik ilişkisi olan, topluma şantaj yapan, büyük ihaleleri kapma gibi kendi işleri için lehte aleyhte yayın yapan bir medyaya sahipti Aydın Doğan.

– Aydın Doğan, medyasında kentsel dönüşüm olsun, yoksulluk olsun neoliberal politikalara hiç ses çıkarmadı. Politikacılardan istediğini alma amaçlı muhalif sesler çıkardığı dönemler oldu sadece.

– Aydın Doğan, Kürtlerin gazetesini dağıtmayı kabul etmedi, dağıtım tek eldeydi. O dönemde hepiniz biliyorsunuz gazete dağıtan çocuklar öldürüldü.

– 12 Eylül ile asgari ücret “askeri ücret” olmaya başladı. Enflasyon yansıtılmazdı maaşlara ve maaşa cüz’î zammı Milliyet, Sabah, Hürriyet “İşçiye müjde” diye duyururdu. Neoliberal politikaların ruhsal, kültürel, zihinsel dönüşüm patlamasını bu üç gazetede net olarak görürüz.

– Sabah, Hürriyet Milliyet gazeteleri Özal’ın örgütü ateşkese ikna etmesini hainlik olarak yansıttılar. Medyanın durumdan vazife çıkarma fikri 28 Şubat ile doğrudan müdahil olmaya dönüşür.

– Bir fikri savunabilmek için bütün hakikatleri yok eden zihniyetin yansımasını 28 Şubat döneminde okulun yanında tarihi bir camiinin olmasını bile haber yapmalarında görürüz.

– Gayrimüslimlerin mallarının verilmesi, Dersim konusu, çözüm süreci bunlar Akp’ye özel kredi sağladı.

– Gazeteci belirli protokollere göre gerçeğe en yakını bulmaya çalışır. Doğru haber yapınca bu ülkede adın muhalife çıkıyor.

– Ajanslar istihbarat örgütü olarak çalışır. Propaganda, yalan haber bolca üretir. Doğan medyasının satışı sonrası görülmektedir ki belirlenmiş ilkeler doğrultusunda çalışan, gerçeğin peşinde olan alternatif  bir ajans kurulmalı. Sahadan haberi toplayacak ekipmana ihtiyaç var.

– Sosyal medya nelere dönüşecek? Bu yapı birçok yeri tehdit ediyor, muhalifliği üretebiliyor neticede. Twitter’ı, Facebook’u kapatmak yerine bu mecralarda belli davranışlar içerisinde bulunanları içeri alma söz konusu.

– 80’lerde, 90’larda medya politikacıları desteklediği için zenginleşiyordu. Günümüzdeyse hükümeti desteklediği için zengin olanlar medyaya giriyor.

– Bugün hükümeti yeterince arzuyla savunmamak suç oldu. 12 Eylül, 28 Şubat zamanında bile bu kadar değildi.

– Hiçbir gazete bir fonksiyon olmadan tutunmadı. Misal operasyonal bir gazete olan Taraf, liberal politikaların ilk desteklendiği gazete formatı olan Sabah…

Haber: Halil Toprak

Topuz-1